Cinselliğin Türk toplumunda hem bastırılan hem de çok merak edilen bir konu olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; “Cinsellikle ilgili halkımızın kafasında birçok soru işareti bulunuyor. Ramazan’da cinsel hayatın nasıl olması gerektiği de bu sorulardan biri. Cinsellik toplumda ayıp, yasak ve günahmış gibi algılandığı için Ramazan’da cinselliği yaşamak da günah gibi görülüyor. Oysa ki Ramazan’da da her ayda olduğu gibi sağlıklı bir cinsel yaşantı sürdürülebilir. Cinsellik insanın hayatına huzur, keyif, rahatlık ve mutluluk katar. Düzenli ve mutlu bir cinsel hayatı olan kişi öncelikle kendine ve eşine karşı daha hoşgörülü ve toleranslı olur, rahatlar, gevşer, günlük yaşantının sıkıntılarından arınır ve eşiyle aralarındaki bağ güçlenir. Bu nedenle Ramazan’da da ayıp, yasak, suçluluk veya günahkarlık duygularıyla iç huzuru kaçırmadan cinselliği yaşamak önemlidir.” dedi. Ramazan ayının manevi açıdan diğer aylardan daha farklı bir öneme sahip olduğunu belirten Psikoterapist Keçe; “İslam inancına göre; oruçluyken cinsel ilişkiden kaçınılmalı ve iftarla imsak arasında ilişkiye girilmelidir. Buna dikkat edildiği sürece kişilerin cinselliği yaşamaktan dolayı kendilerini rahatsız hissetmelerine gerek yoktur. Ramazan ayında cinsellikten vazgeçmek gerekmez. Ramazan’da çoğu insan bir ay süresince kötü alışkanlıklarını bırakır ve arınır, önemli olan Ramazan ayında yaşanan manevi duyguların ve olumlu davranışların 12 ay boyunca sürdürülmesidir. Hoşgörü, merhamet, yardımlaşma ve arınma duyguları sadece Ramazan’a özgü olmamalı ve insanlar Ramazan’dan sonra eski alışkanlıklarına dönmemeliler. Davranış değişiklikleri sürekli olmalıdır.” dedi.

 

İnsanın ruh ve beden sağlığının korunmasında cinselliğin önemli bir yer söyleyen CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; “Cinsellik; İslam dini tarafından, insan doğasının en temel ihtiyaçlarından biri olarak görülmüştür. İnsanlar için cinsel arzu ve istekler; açlık, susuzluk gibi doğal olgulardır. Bu nedenle arınma ve arındırma ayı olan Ramazan'da, insanlar cinselliği yasaklamadan; gönüllerini, kalplerini ve beyinlerini arındırmalıdır. İçlerindeki kötü duygu ve düşüncelerden kurtularak olumsuzlukları bir kenara bırakmalı, cinsel yaşam ve partnerleriyle ilgili iyi düşüncelere sahip olmaya gayret etmelidirler.” dedi. Bir düşünceyi ne kadar bastırmaya çalışırsanız o kadar su yüzüne çıkacağını ve kişiyi rahatsız edeceğini belirten Psk. Gülüm Bacanak; “Ramazan ayında da cinselliği ve cinsellikle ilgili düşünceleri bastırmaya çalışmak kişinin daha fazla cinsellik düşünmesine neden olacaktır. Özellikle oruçluyken aklına cinselliği getirmemeye çalıştıkça daha fazla aklına gelecektir. Ramazan’da kendine cinselliği yasaklayan bir kişi daha huzursuz olacaktır ve bu ayın manevi getirilerinden daha az faydalanacaktır. Bu nedenle kişiler Ramazan’da da cinselliği sağlıklı bir şekilde yaşayabileceklerini bilmelidirler. Ramazan’da iftardan sonra sahura kadar cinsel ilişkiye girmenin bir sakıncası yoktur. Ancak iftarda ağır yemekler yenildiyse bu kişiyi rahatsız edebileceği için, iftardan hemen sonra değil birkaç saat sonra ilişkiye girilebilir.” dedi.

 

İftardan sonra cinsel isteğin artabileceğine de dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Psk. Dnş. Fatma Ayrık; “Kişi iftarını yapıp karnı doyduktan sonra enerjisi yerine gelip cinsel isteği de artabilir. Ancak tok karnına hemen cinsel ilişki yaşamak performansta düşüklüğü neden olabilir. İftardan sonra biraz dinlenmek ve daha sonra cinsel ilişkiye girmek en doğrusu olacaktır. CİSED olarak Tüm İslam alemine hayırlı, ruhen ve beden sağlıklı Ramazanlar dileriz.’’ dedi.