Anne-baba olmak için eğitim şart

14 Ocak 2010

Son dönemde çocukların yaşadıkları dramlar medyada sıkça yer alıyor. Dayak, taciz, tecavüz, sağlıksız aile ilişkileri, eğitimsizlik ve parasızlığın kurbanı ne yazık ki hep çocuklar oluyor. Aile Türk toplumunun en temel ve önemli değerlerinden biridir. Ruh sağlığı yerinde ve mutlu nesiller yetiştirebilmek için sağlıklı aile ilişkilerinin önemine dikkat çeken Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği-CİSED bu önemli konuda çok çarpıcı bir basın açıklaması yaptı.  
 
Dünyadaki en zor meslek annelik ve babalıktır
Anne-baba olmak için eğitim şart
Ailenin toplumun temel direği olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; ''Ne yazık ki anne-baba olmak çok kolay bir şey olarak algılanıyor, aslında dünyadaki en zor meslek annelik ve babalıktır. Çünkü anne-babanın sorumluluğu bir insan yetiştirmektir. Ancak çoğumuz bunun ne kadar önemli bir görev olduğunun farkında değiliz.’’ dedi. İnsanın kişiliğinin temellerinin 3 yaşına kadar atıldığını ifade eden Psikoterapist Keçe; ''Çocukluk dönemi aslında insanın hayatındaki en önemli dönemdir, özellikle 3 yaşına kadar anne ve baba ile kurulan ilişki bireyin kişiliğinin oluşmasına büyük rol oynar. Birey kendisine, hayata, dünyaya, geleceğe ve çevresindeki insanlara karşı güvenli ya da güvensiz bir bakış açısı geliştirir ve bu tüm hayatını etkiler. Bu nedenle özellikle 3 yaşına kadar olan dönemde, cinsel kimliğin oluştuğu 3-5 yaş arasındaki dönemde ve daha sonra da ergenlik döneminde çocuğun anne-baba ile kurduğu iletişim çok önemlidir. Eğer çocuk sağlıklı bir iletişimin olduğu, anne-babanın birbirine yakınlık ve sevgi gösterdiği ve sağlıklı rol modellerinin olduğu bir ortamda büyürse, ileride de çevresiyle daha olumlu ilişkiler kuracaktır. Bu nedenle aslında karı-kocalar anne-baba olma kararı aldıklarında bunun için eğitim almalılar, ülkemizde anne-baba okulları kurulmalıdır.’’ dedi.
 
Çocuk aile içinde birçok travma yaşar
Bakabilecekseniz çocuk yapın
Çocukluk travmalarının insanın gelecekteki yaşantısı üzerinde önemli rol oynadığını belirten CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; ''Sağlıklı bir aile yaşantısı içersinde büyümeyen çocuklarda hem kendilerine hem de dünyaya karşı güvensizlik gelişiyor, bu ileride iş yaşantısından evlilik yaşantısına kadar birçok şeyi etkiliyor. Çocuklar aile içinde birçok travmaya maruz kalabiliyorlar. Özellikle anne-baba tarafından koşullu sevilme, değer görmeme, ihmal edilme, sürekli yetersizliğin ve beceriksizliğin vurgulanması çocuğun özgüveninin ve özsaygısının gelişmesini engelliyor. Ayrıca aşağılanma, dayak, yakın akrabalar ya da tanıdık güvenilen biri tarafından tacize ya da tecavüze uğrama da oldukça yaygın. Bize psikolojik sorunlarla ya da cinsel sorunlarla başvuran kişilerin büyük çoğunluğunda çocuklukta yaşanan bir taciz ya da tecavüz öyküsüne rastlıyoruz.’’ dedi. Çocuk sahibi olmanın önemli bir karar olduğunu vurgulayan Psk. Bacanak; ''Karı-kocalar çok çeşitli nedenlerden çocuk sahibi olmak isteyebilirler. Tam anlamıyla bir aile olmak için ve gerçekten istedikleri için çocuk sahibi olan çiftlerin yanı sıra, çocuğu iyi gitmeyen bir evliliği kurtarma aracı olarak gören, akrabaların baskısı yüzünden hazır olmadığı halde doğurmak zorunda kalan ya da kendi narsistik ihtiyaçları için çocuk yapan çiftler de vardır. Ancak çocuk sahibi olmak önemli bir sorumluluktur, ona sağlıklı bir aile yaşantısı verebilmek ve iyi bir gelecek sağlayabilmek için masraflarını karşılayabilmek gereklidir. Bu nedenle çiftlere bakabilecekleri kadar çocuk sahibi olmalarını öneriyoruz.’’ diye ekledi. 
  
Şartlar ne olursa olsun çocuk ilgi ve sevgi bekler
Eğitimsizlik ve ekonomik sorunların da önce çocukları etkilediğini söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Dnş. Fatma Ayrık; ''Ailenin ekonomik durumu çocuğun sağlıksız koşularda bakılmasına ve eğitim imkanlarından yoksun kalmasına neden olabiliyor. Bakacak imkanları olmadığı halde fazla çocuk sahibi olan aileler çocuklarla ilgilenemedikleri için de, çocuk tüm vaktini dışarıda geçiriyor, küçük yaşta çalışmaya zorlanıyor ya da uygunsuz arkadaşlar edinebiliyor. Hayat şartları bazen bizleri zorlayabiliyor, ancak şartlar ne olursa olsun çocuklarımızın bizden ilgi ve sevgi beklediğini unutmayalım.'' dedi.