Bastırılan ve İfade Edilemeyen Duygular Cinsel Sorunlara Yol Açıyor!

18 Nisan 2012

CİSED ONURSAL BAŞKANI CEM KEÇE: “DUYGULARIMIZIN FARKINDA DEĞİLİZ.

Cinsel işlev bozukluklarının nedenlerini ortaya çıkarmak pek öyle kolay değil. Çünkü cinsel sorunlar her hastanın kendine özgü dinamiğine göre ve bu dinamiğin de işin içine karışmasıyla, bir sürü faktörün birbirine girmesi, birbirini etkilemesi sonucu ortaya çıkan bir sonuçtur. Peki, böyle bir sonucun ardında ne yatıyor? Bu sorunun yanıtı Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi.

“Bu sonucu bazen travmatik çocukluk yaşantılarından bazen de başarısız ilk cinsel deneyimlerden kaynaklanan endişe, korku ve kaygı, aşağılık ve değersizlik duygusu, saldırganlık ve öfke, utanç ve sıkılganlık, suçluluk ve günahkarlık duygusu gibi psikolojik engeller ve iç yasaklar oluşturabiliyor. Bu nedenle cinsel işlev bozuklukları birçok değişkenlerin bir fonksiyonu olarak ele alınmalıdır. Bu değişkenler arasında en sık rastlanılan ve en az bilinen ise farkında olunmayan ve bastırılan duygulardır." diyen CİSED Onursal Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, duygularımızın farkında olmadığımızı söyledi ve cinsel sorun yaşayan kişilere ve çiftlere çok çarpıcı tavsiyelerde bulundu.

BASTIRILAN DUYGULAR CİNSELLİĞİN DÜŞMANI!

Psikoterapist Keçe’ye göre bastırılan duygular cinselliğin düşmanı. Bastırıma savunma mekanizmasını, kişiyi rahatsız eden tüm dürtü, duygu ve deneyimlerin bilinçdışına itilmesi ve orada tutulması olarak tanımlayan ve kişinin kendini bilinçdışı olarak bir şekilde korumaya çalıştığını ifade eden Psikoterapist Keçe "Yaşanmış olan travmatik birçok anı bastırılarak unutulma eğilimlidir. Kişinin rahatlayabilmesi için yaşanmış olan olumsuz anıların hafıza katmanlarının derinlerine gönderilmesi ve çağrışım zincirinden uzak tutulması gerekmektedir. Aktif olarak bilince ulaşamayan travmatik yaşantılar ve duygular bilinçdışında varlığını sürdürerek kişiyi farklı şekillerde varlığından haberdar eder, bunun en güzel yollarından biri cinsel işlev bozukluklarıdır. Birçok cinsel sorunun arka planında çocukluğa ve ilk gençlik yıllarına ait travmatik yaşantıların derin duygularını bulmak mümkündür. Bu nedenle bastırma oldukça zihinsel ve bedensel enerji tüketen bir savunmadır. Bir kişinin hem kendini tanıması ve bilmesi hem de sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olması bastırmayı az kullanmasıyla mümkündür." diyor.

CİNSEL SORUNLARA YOL AÇAN 5 DUYGU...

Cinsel sorunu olan kişilerde kendini belli eden bas­tırma savunma mekanizmasının beş tip sıkıntıya yol açtığını söyleyen CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Doç. Dr. Cebrail Kısa; "Bastırılan ve kişinin bilinçli olarak farkında olmadığı duygusal engeller bir araya gelince, kadın da, erkek de, kendi öz kişiliklerini bir türlü bulamazlar, sağlıklı ve mutlu bir cinsellik yaşayamazlar. Çünkü çoğu zaman çocukluk yaşantılarından ya da başarısız ilk cinsel deneyimlerden kaynaklanan korku, aşağılık duygusu, sıkılganlık ve suçluluk duygusu gibi psikolojik engeller ve iç yasaklar insanlarda cinsel arzuyu azaltmakta, heyecan ve orgazma yol açan cinsel refleksleri sınırlamaktadır. Kısacası, insanın normal cinsel tepkilerini engellemektedir." diyor ve bastırılan duyguları şu şekilde sıralıyor:

1-Endişe, korku ve kaygı

Bu duygular türlü biçimlerde kendini gösterir. Karşı cinsten kork­mak, cezalandırılmaktan korkmak, gebelikten korkmak, canının acımasından korkmak, başkasına bağımlı kalacak olmaktan kork­mak, cinsel hastalık kapacak olmaktan, korkacak olmaktan korkmak... Ve, bütün bu kor­kular aile, eğitim ve toplumsal değer yargılarıyla kişinin benliğine yerleşebilir. Endişe, korku ve kaygı kişide adrenalin adı verilen stres hormonunun salgılanmasına yol açar, adrenalin aşk kaslarında kasılma yapar ve cinsel doyumu azaltır, cinsel tepkilerde bozulmalara neden olur, bu da cinsel sorunlara yol açar.

2-Saldırganlık ve öfke

Saldırganlık ve öfkeseks ile boşaltılamaz. Erkekler türlü suçlara yönelebilir, yarışmalı ve tehlikeli sporlara (gönüllü paraşütçü olmak, vb.) heves edebilir. Kadınlar ise erkek düşmanı olabilir veya kendilerini erkeklerin kollarına bırakmak istemeyebilirler. Ayrıca kadınlarda cinsel soğukluğun en açık seçik nedenlerinden biri erkek düşmanlığıdır.

3-Suçluluk ve günahkarlık duyguları

Suçluluk ve günahkarlık duyguları, nedenleri en kolay bulunabilecek olan duygulardır yani cinsel terapist, hastanın çocukluk özgeçmişinde bunun izlerini bulmakta güçlük çekmez. Bazı çocuklar, hiç bir bedensel temasın hoş görülmediği bir ailede ve toplum içinde yetişir. Ebeveynler kendi iç yasak ve koşullanmalarından ötürü, çocuklarını yeteri kadar sevip okşamaktan kaçınırlar, onlarla cinselliği konuşmazlar, bu da çocukta fiziksel temasa karşı bir ürkeklik yaratabilir. Hatta çoğu zaman, çocuğun cinsel organıyla oynamasına da izin vermezler ve onu mastürbasyon yaparken yakaladıklarında hakaret ederler, cezalandırırlar ve çocukta cinsellikle günah düşüncesinin birleşmesine yol açarlar. Kendisini suçlu hisseden bir çocuk yetişkinliğinde haz veren bir cinselliği hak etmediğini düşünebilir veya cinsel sorun yaşayarak kendi kendini bilinçdışı olarak cezalandırabilir. Ayrıca bir yandan suçluluk, kirlilik ve cinsellik, öbür yandan iffetlilik, temizlik ve cinsiyetsizlik, cinsel yönden baskı altındaki kişinin zihninde birbirine karşıt ilkeler olarak ortaya çıkabilir. Ve bu kişiler sadece günahkar bir atmosferde seks yapmaktan hoşlanabilirler veya ağrılı, sancılı veya yasak bir ilişki kendilerine zevk verebilirler.

4-Aşağılık ve değersizlik duyguları

Cinsel işlevleri zayıflatan veya cinsel isteği azaltan duygusal engellerden biri de aşağılık ve değersizlik duygularıdır. Bu duygulara sahip kişiler, çeşitli nedenlerden ötürü, başka insanlara oranla kendilerini eksik veya yetersiz hissederler. "Ben beceriksizim, ben yetersizim, ben değersizim" düşüncesi zamanla kişiyi gerçekten beceriksizleştirebilir, cinsel gücünü azaltabilir, cinsellikten kaçan bir hale getirebilir. Her insanın başkasıyla mukayese edilemeyecek veya kıyaslanamayacak kendine özgü bir takım özellikleri, cinsel doyumları ve başarı düzeyleri vardır. Başkalarından farklı cinsel davranışları ve tepkileri olan ve bunu bir eksiklik olan gören bir kişi, zamanla elindekini de kaybedebilir, onlar kadar yapamadığını düşündüğünde hiç yapamaz bir hale gelebilir.

5-Utangaçlık duygusu

Başarılı ve doyurucu bir cinsel yaşamın önüne dikilen en büyük engellerden biri aşırı utangaçlıktır. Cinsel konularda rahat olmayan, cinselliği rahat konuşamayan ve aşırı sıkılgan olan kişiler cinsel heyecanlarını kontrol altında tutmaya çalıştıkları için gerçek doyuma ulaşamazlar. Utangaçlık duygusunun güven duygusuyla sıkı bir ilişkisi vardır. Kendine ve performansına güven duymayan kişiler utanç duygusuyla cinsellikten kaçabilirler. Partnerler kişilerin utangaçlık davranışını etkileyebilir, bunu baskı yaparak, suçlayarak, alay ederek, utandırarak ve motive etmeyerek yaparlar.

ALTIN DEĞERİNDE TAVSİYELER...

Zevkli bir seksin yolunun kişinin kendi vücuduyla barışık olmasından geçtiğini ve cinsel bastırmaya yol açan duyguların ve anlaşmazlıkların değişik bir açı­dan ele alınması gerektiğini ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psikoterapist Psk. Serap Güngör; kişilerin kendi cinsel yetersizliklerini yenebilmeleri için bastırdıkları ve farkında olmadıkları duyguların farkına varmaları gerektiğini söylüyor. "Cinsel sorununuz olduğunu düşünüp hem kendinizi hem de partnerinizi suçluyor ve çaresizlikle mutsuz bir yaşam sürüyorsanız aşağıdaki tavsiyelerimiz size iyi gelecektir. Çünkü cinsellik hem eğlenceli, hem de sağlığınız için çok yararlıdır." diyen Psk. Güngör'ün altın değerindeki tavsiyeleri şunlar:

-Ailenizin ve toplumun size şırınga ettiği değer yargı­ları sistemiyle mücadele edin.

-Başkasıyla cinsel ilişkiye yer vermeyen ya da en azından böyle bir ilişkiyi kırılacak eşya haline sokan kişilik yapınızla mücadele edin.

-Partnerinizle ger­çek bir diyalog kurun veya sağlıklı bir iletişim kurabilmek için onunla el ele mücadele edin. Nelerden hoşlandığınızı, nelerden hoşlanmadığınızı açıkça paylaşın.

-Partnerinizle duygularınızı ve çocukluk travmalarınızı paylaşın.

-İşi işte bırakın ve iş yerinde yaşadığınız tüm sıkıntıyı kapıdan çıkarken ardınızda bırakmaya ve özel hayatınıza taşımamaya çalışın.

-Eve gidince sıcak bir banyo yapın, müzik dinleyin, bahçe işleriyle uğraşın, yoga, meditasyon gibi kendinizi rahatlatacak ve stresinizi atacak aktivitelerde bulunun.

-Alkol ve sigara tüketimini azaltın veya kesin. Aşırı alkol tüketimi ve sigara cinsel isteğinizi azaltır ve performansınızı kötü etkiler.

-Eğlenmek ve aşk oyunları seksin bir parçasıdır. Kişilerin dilediğince özgür olması, cinsel fanteziler kurması, cinselliği birbirlerine ayrıcalıklı bir armağan olarak sunmaları ve herkesin kendi zevkinden sorumlu olması cinsel hayatınızı renklendirecektir.

-İlişkinize yeniden cinsel heyecan getirmek için yeni mekanlarda seks yapın, ilişkinize gizem katın ve bir fantezi olarak partnerinize yabancı gözüyle bakın.

-Eğer cinsel sorununuzu kendiniz çözemiyorsanız birlikte bir cinsel terapiste danışın.