Hayatımızın son yıllarında kadınlarda cinsel istek azalması (cinsel isteksizlik, cinsel soğukluk), cinsel tiksinti bozukluğu, cinsel uyarılma bozukluğu gibi birçok cinsel işlev problemleri ortaya çıkmaktadır. Doyurucu bir cinsel ilişki sağlamak için ilk olarak kişilerin kendi içinde bir istek duyması, isteğin bir partnere yönelmesi gerekir ve bu süreç içinde kişinin karakteri, mizacı ve iç dünyası ile ilgili psikolojik etkenler, bedensel durumla ilgili biyolojik etmenler, bizi kuşatan ve içinde yaşadığımız çevresel ve kültürel etkenler belirleyici rol oynarlar. Cinsel sağlık için çok önemli olan bu tür problemlerin zamanında tespit edilerek özel cinsel terapilerin uygulanması pek çok problemi önleyebilecektir. Partnerler arasında yanlış anlamalara, anlaşılmalara ve ciddi çatışmalara yol açan en önemli faktörlerden biri cinsel istek düzeylerinin belirgin olarak farklı olmasıdır.
Cinsel işlev bozuklukları arasında sık görülen bozukluklardan biri olan cinsel isteksizlik sorunun tanımlanması bu konuyla ilgilenen uzmanlar arasında fikir ayrılıklarına yol açmıştır. Halk arasında tam karşılığı olmasa da "frijidite" veya "cinsel soğukluk" olarak da adlandırılmaktadır. Kişinin partneriyle ilgili düşünce ve hisleri, inançları, sosyal durumu, yaşı, mesleği, cinsellikle ilgili kültürel normları, yeterli özgüven, cinsellikle ilgili önceki deneyimlerin olumlu olması, uygun bir cinsel eşin olması, cinsellik dışındaki alanlarda da iyi bir ilişkinin olması, cinsel isteğin yoğunluğu ve sıklığı gibi birçok kriteri göz önüne almak gerekmektedir. Bu nedenle cinsel isteğin objektif kriterlerini belirlemek oldukça güçtür.
Cinsel isteği tanımlamak gerekirse. Karşı cinsle ilişkiye girme arzusudur. Olası çekici cinsel partnere yönelik dikkatin olması, yazılı veya görsel erotik materyallere karşı ilgi, cinsel içerikli rüyalar veya fanteziler kurma, cinsel etkinlikle ilgili arzuların farkında olunmasıdır. Cinsel isteksizlik, uzun süreli cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması şeklinde de tanımlanabilir. Cinselliğin azalmasına ilişkin hayal kırıklığını da kapsamaktadır. Görme, koklama, işitme, dokunma, tatma, düşünce ve duygular cinsel isteği meydana getirir.
Cinsel isteksizlik
Azalmış cinsel istek, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında “frijidite” ya da “cinsel soğukluk” olarak da adlandırılmaktadır.
Cinsel İsteksizliğin Türleri ;
1-Primer Cinsel İsteksizlik
Ergenlik döneminde başlar.
2-Sekonder Cinsel İsteksizlik
Cinsel sorunu olmayan bir kadının hayatının herhangi bir evresinde cinsel açıdan isteksizleşmesidir.
Cinsel isteksizlik ne sıklıkla görülür
Cinsel isteksizlik yaşa bağlı olarak artmaktadır. Cinsel isteksizlik, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Cinsel isteksizlik kadın sorunları arasında en sık görülendir. Kadınlarda orgazm sorununa göre yada vajinismus sorununa göre daha sık görülür. Batılı kaynaklarda %30 ile %50 civarında iken bizim ülkemizde %8 ile %15 civarındadır. Bu kadar düşük gözükmesi ülkemizde cinsel isteksizliğin az olmasından değil, başvurunun az olmasından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde kadınlar cinsel isteksizliği önemsemedikleri için tedavi olmamaktadırlar. Son dönemlerde bu sıkıntılar görülmemekte ve daha iyi bir cinselliği kadınlarda istemektedir. Bir sorun yaşadığında başvurmaktadır baş vuru sıklığı ve görüme sıklığı karşılaştırıldığında gerçekten önemli bir fark görülmektedir
Cinsel Soğukluğun Nedenleri
1- Fiziksel Faktörler:
- Hormonal Dengesizlikler,
- Yaşlanma Ve Menopoz,
- Cinsellikten Uzun Süre Uzak Kalmak,
- Cinsel Organların Yapı Ve Fonksiyonundaki Bozukluklar,
- Kullanılan Bazı İlaçlar,
- Alkolizm,
- Böbrek, Karaciğer Ve Kalp Yetmezliği,
- Tiroid Hastalıkları,
- Şeker Hastalığı Ve Yüksek Tansiyon Gibi Kronik Hastalıklar,
- Multipl Skleroz,
- Parkinson Gibi Nörolojik Problemler,
- Ameliyatla Rahmin Alınması,
- Doğumdan Sonraki Lohusalık Ve Emzirme Dönemleri,
- Cinsel Organlarının Yapı Ve Fonksiyonlarının Bilinmemesi,
- Rahim Ağzı Enfeksiyonları,
- Vajinal Mantar,
- Trikomonas Gibi Vajen Enfeksiyonları,
- Vajen Akıntıları,
- Yaşa Bağlı Hormonal Yetersizlikten Kaynaklanan Kuruluk,
- Ameliyat Sonrası Meydana Gelmiş Yapışıklıklar Gibi Cinsel Hayatı Etkileyecek Jinekolojik Rahatsızlıklar,
- İlişkide Ağrı Hissetmedir.
- Antidepresan ve doğum kontrol hapları vb. ilaçlar
2- Psikolojik Faktörler:
- Stres kaynaklı durumlar(maddi sıkıntılar, iş temposu)
- Aldatılma,
- Vajinismus,
- Aşırı stres,
- Eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar,
- Homoseksüellik,
- Evlilikle ilgili problemler,
- Beden şekli ile ilgili kaygılar,
- Bıkkınlık,
- Cinsel travmalar,
- Tecavüz,
- Ailede birinin ölümü,
- Çocuk doğumu,
- Taşınma gibi önemli yaşam olayları,
- İlişkiye gerekli özenin gösterilmemesi,
- Cinsel ilişki ile bazı olumsuz anıların yerleşmesi,
- Cinsel ilişkide bulunmanın bir suç veya günah olarak algılanması,
- Anksiyete ve depresyondur.
Gel duruma bakıldığında cinsel soğukluğun nedenlerinin, bir kısmının erkeklerin, bir kısmının da kadınların sebep olduğu ve çevre ile ilgili nedenlerden de kaynaklanmaktadır. Kadınların yaklaşık %1'de gerçekten fiziksel bir problem vardır.Geri kalan %99'luk kesimin problemi tamamen psikolojiktir.
Cinsel İsteksizlik Hakkında Bilinmeyenler
- Cinsel isteksizlik genel olarak çiftler arasındaki sorunları yansıtır.
- Kadınlarda aşk cinsel isteği artıran önemli bir etkendir.
- Seks; stres, yorgunluk ve baş ağrısıyla savaşır ve bu sayede bünyeyi de rahatlatır.
- Bazı kadınların kendiliğinden cinselliğe ilgileri yoktur fakat eşlerinin yaklaşımına yanıt verir, uyarılır ve orgazm olurlar.
- Kadınlarda cinsel isteksizlik kısır olması demek değildir. Çünkü kadınlar hiç cinsel birleşme yapmadan da gebe kalabilirler.
- Genel olarak bütün kadınlar yeterli bedensel ve ruhsal uyarmalarla hazırlandıkları takdirde cinsel birleşmeden zevk alabilirler.
- Kadınların büyük çoğunluğu cinsel isteksizliklerinin sebebini kocalarının yaklaşımında, beceriksizliğinde ve ilgisizliğinde ararlar. Oysa, çoğu kez durumdan erkek kadar, hatta ondan daha fazla, kadın sorumludur.
Cinsel İşlet Bozukluklarının Tedavi
Cinsel istek bozukluklarında tedaviye başlamadan bir jinekolog tarafından basit bir muayene yapılması önemlidir. Genel olarak tüm cinsel sorunlarda öncelikle jinekolojik değerlendirmenin önemi büyüktür.
Tedavinin amacı partnerler arasında bir uyum oluşturulması ve aralarındaki bozulan iletişimin, ilişkinin yeniden düzenlenmesidir. Eşlerden birinde belirgin bir düzeyde cinsel istek azlığı varsa istek düzeyini arttırmaya çalışmak gerekir. Bazen de eşlerden birinde aşırı isteklilik ve talepler varsa dengeyi sağlamak açısından bu istek ve talepleri azaltmak gerekebilir. Bu nedenle tedaviye “çift” olarak hastalar kabul edilmelidir. Herhangi bir organik hastalık saptanamamışsa isteksizliğin nedeni psikolojiktir.
Partnerlerin cinsellikle ilgili düşünceleri, tutumları, inançları konusunda görüşleri tartışılır. Partnerlerin cinsellikle ilgili olumsuz yaklaşımları, düşünceleri ile baş edebilmesi konusunda görüşmeler yapılır. Cinselliğin doğal ancak öğrenilebilen geliştirilebilen bir şey olduğunun altı çizilir. Bireylerin cinsellik ile ilgili yanlış, eksik, abartılı tutumları ve ilişki kalıpları düzeltilmelidir. Diğer bir yandan evlilik problemleri cinsel terapi sürecini olumsuz şekilde etkileyebilir. İyi bir cinsel yaşam için iyi bir evlilik yaşamının gerekli olduğundan hareketle gerektiği zaman çift terapisi sürece dahil edilmelidir.
Cinsellik kadın ve erkeğin yaşamına, hayatına anlam katan duyguları, hisleri barındırmaktadır. Yaşamımızın en güzel günlerini bir çatışma içinde, sorunlarla boğuşmakla geçirmemek için çiftlerin birlikte psikiyatrik yardım alması gerekmektedir. Bu konulara da alabileceğimiz psikolojik yardımlar;
*Cinsel Terapi
*Aile Terapisi,
*Bedensel egzersizler,
*Cinsel egzersizler,
*Cinsel hayatta kısa ayrılıklardan sonra bir araya gelme, eğitim amaçlı erotik videolar seyretme, kıyafet değişikliği, tavırlardaki bir değişiklik, mekan değişikliği gibi küçük değişiklikler ve fanteziler yapılması vb. cinsel yaşama yeniliklerin kazandırılması.