Cinsellikle İlgili Doğru Bilinen 15 Yanlış

Cinsellikle İlgili Doğru Bilinen 15 Yanlış


23.02.2015


Cinsel bilgisizlik veya yanlış bilgilenme, hatalı bilişsel düşüncelerin oluşumuna yol açar; bunlar ise aşırı kaygı, suçluluk duyguları, gerçekçi olmayan beklentiler veya başaramama korkusu gibi nedenlerle cinsel sorunların çıkmasında ve sürmesinde etken olurlar. Yanlış bilgilenmenin en sık karşılaşılanı ise cinsel mitlerdir.

Toplumda yerleşik mitler, sosyal değişim ve öğrenim sürecinde cinsel rollerimizin ortaya çıkışını etkilerler. Bazı toplumlarda yaygın rastlanan yanlış inanışlar olan cinsel mitler, oluşturdukları abartılı ve gerçekçi olmayan beklentiler, suçluluk ve yetersizlik hisleri, kaygı ve başarısızlık korkularıyla cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlamakta, bu bozuklukların sürmesinde etkili olmakta ve tedavi sürecini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Cinsellik konusunda yaygın inanışlar ve tutumlar, kültürler arasında farklılık göstermektedir. Aynı kültür içerisinde cinsellik konusunda bölgesel farklılıklar da olabilmektedir. Hatta cinsel konularla ilgili inanç ve tutum bireyden bireye; yaş, cinsiyet, eğitim, aile yapısına vs. göre değişmektedir. Cinsel eğitimin olmaması, cinsel mitlerin yaygınlığı, cinsel deneyim eksikliği ve muhafazakar ortamda büyüme, ülkemizdeki en önemli ve yaygın hazırlayıcı etkenleri oluşturmaktadırlar. Bu etkenler, cinsellik alanında bilgisiz, kendini ve karşı cinsi tanımayan, özgüveni düşük, takıntılı, ketlenmiş ya da tam tersine abartılı söylem ve beklentileri sergileyen bireyleri üretmektedir. Bu katı ve katı olduğu kadar da kırılgan yapının çeşitli cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkmasında ve süreğen bir yapı kazanmasında çok önemli bir rolü bulunmaktadır

Bennie Zilbergeld ilk kez 1978 yılında toplumlarda özellikle erkekler için cinsellikle ilgili yerleşik bazı cinsel mitlerin varlığını vurgulamış ve bu mitlerin cinsel işlev bozukluğunun oluşumunda ve devamında çok önemli bir yeri olduğunu bildirmiştir. Ayrıca bütün bu mesajların “gerçek” erkeğin ya da kadının nasıl düşünmesi ve davranması gerektiğiyle ilgili bir kalıp oluşturduğuna işaret etmiştir ve mitlerin yaygınlık ve etkileri ile bunların cinsel sorunlarla ilişkisini araştırmıştır.

Cinsel mitler ve ön yargıların gerçeklik ve etkilerinin, bilimsel veriler ve bireyin sosyo-kültürel düzeyine uygun olarak yapılacak araştırmalar ve açıklamalarla ortadan kaldırılması sağlıklı ve doğru bilişsel yapılanma için ilk adım olacaktır. Cinsel mitler, hatalı, yanlış bilgilendirmeler ve ön yargılarla mücadele yalnızca cinsel sorunları olan bireylerle sınırlı kalmamalı, bireysel ve toplumsal bilinçlenme ve rehberliğe de önem verilmelidir. Kişinin günlük yaşantısında çoğu zaman bilinç düzeyine çıkmasalar da bu tip inançların, bilinçaltında anksiyete ve çatışma yaratarak cinsel alanda fizyolojik ketlenmelere yol açtığı ileri sürülmektedir. Yaygın olan cinsel mitlerle baş edebilme, cinsel bilgilerin zamanında ve doğru kaynaklardan bireylere aktarılması ve sağlıklı, doyumlu bir cinsel yaşam ile mümkündür.

En sık karşılaşılan yaygın 15 cinsel mit :

1. Erkek cinselliği her zaman istemelidir ve cinsel ilişkiye her zaman hazır olmalıdır.

En yaygın olan ve sertleşme bozukluklarıyla en yakından ilişkili cinsel mitlerden biridir. İnsanların çoğu, erkeklerin zaman, yer ve cinsel eş  faktörlerini göz önünde bulundurmadan her zaman cinsel ilişkiye hazır olduklarına inanırlar. Doğal olarak erkekler de büyük bir cinsel başarı beklentisine girerler. Bu da onları büyük bir stres ve yük altında bırakır. Bu durum da cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlar.

2. Mastürbasyon pis ve zararlıdır.

En eski ve yaygın mitlerden biridir. Mastürbasyon yapmanın bedensel (örneğin; körlük) veya ruhsal (örneğin; delilik) hastalık veya yıkımlara yol açtığı, sapıklık olduğu, alışkanlık yaptığı şeklindeki önyargılara sıklıkla rastlanmaktadır. Oysa ki uygun yer, zaman ve sıklıkla yapıldığı zaman mastürbasyonun hiçbir zararı yoktur. Kişinin kendi bedenini tanıması ve cinselliğin haz verici olduğunu öğrenmesi için uygun bir deneyimdir

3. Oral seks pistir.

Oral seks, her iki partnerin onay verdiği durumda ve hijyen kurallarına uyulduğunda bilimsel olarak da kabul edilmiş bir cinsel etkinlik türüdür. Uyarıcı gücü oldukça yüksektir

4. İyi sekste amaç cinsel birleşmedir.

Bu mit cinselliğin amacını sadece cinsel birleşme ile sınırlar. Ön sevişme olmaksızın sadece birleşmeye yönelen cinsel ilişkiler, kadınlarda yetersiz uyarılmaya dolayısıyla orgazm bozukluklarına neden olabilir. Erkeklerde de sadece sertleşmeye odaklanmış bir cinsel ilişki kaygıya neden olur. Bu da ereksiyon bozukluklarına zemin hazırlayabilir.

5. Kadınlar eller kullanılmadan penis hareketleri ile orgazm olmalıdırlar.

Yapılan araştırmalara göre kadınların sadece %20 ile %30‟ u vajinal birleşme ile orgazm olabilmektedir. Kadınların vajinal birleşmenin yanı sıra klitoral uyarıma da ihtiyaçları vardır. Kadınlar klitoral olarak yaşadıkları orgazmı daha güçlü olarak tanımlamışlardır. Bu nedenle sadece vajinal birleşmeye değil klitorislerinin elle uyarılmasına da ihtiyaç duyabilirler.

6. Seksi erkek yönetir, kadının seksi başlatması ahlaksızlıktır.

Bu mit kadının cinsel ilişkideki edilgen konumuna vurgu yapmaktadır. Kadının seksi istemesi, haz duyması ahlaksızlık olarak kabul edilir.

7. Sertleşmiş büyük bir penis iyi sevişmenin anahtarıdır.

Sertleşmiş, büyük bir penis ilkel çağlardan bu yana erkeklik gücünün simgesi olagelmiştir. Pornografik yayınlarla da pekiştirilen bu mit, kadınların tatmin olabilmesinin ancak büyük bir penis ile mümkün olabileceği önyargısına neden olmaktadır

8. Seks doğaldır, öğrenilemez.

Çiftler sevişme sırasında ya da daha sonra cinsellikleri hakkında konuşarak, birbirlerine geri bildirim vererek, nelerden haz duyduklarını ya da rahatsız olduklarını söyleyerek cinselliği birlikte öğrenebilirler

9. Cinsel fanteziler kurmak yanlıştır.

Cinsel fantezi kurmak sağlıklı cinsel yaşamın göstergelerinden biridir. Fanteziler cinsel uyarı sağlamak, haz duymak ve orgazm olabilmek için zorunlu olmadığı, tekrarlayıcı bir yapıya bürünmediği, sabit bir düşünce veya davranışa dönüşmediği takdirde sorun oluşturmamaktadır

10. Fiziksel bütün yakınlaşmalar cinsel ilişkiye gider.

Tüm fiziksel yakınlaşmalar cinsel birleşmeyle bitmek zorunda değildir. Çiftler sadece birbirlerine dokunmaktan ya da birbirlerini okşamaktan da zevk alabilirler.

11. Sekste kesin, evrensel doğrular vardır.

Sekste kesin ve evrensel doğrular yoktur. Neyin normal neyin anormal olduğu çiftlere göre değişiklik gösterebilir. Çiftlerin karşılıklı olarak onay verdikleri sürece yaşadıkları cinsel aktiviteler normal olarak kabul edilebilir

12. Erkekler duygularını belli etmemelidirler.

Çoğu toplumlarda erkeklerin saldırganlık, öfke gibi duyguları belli etmesi kabul edilebilir bir durumken üzüntü, sevgi, fiziksel yakınlık, yumuşaklık gibi duyguları ifade etmesi kabul edilebilir bir durum değildir

13. Eğer iki insan birbirlerini seviyorsa seksten de zevk almasını bilir.

İnsanlar birbirlerini ne kadar severse sevsin cinsellik için bir uyum ve birbirini tanıma süreci gereklidir. Cinselliği yaşarken öğrenir ve geliştiririz

14. Seks ancak çift aynı anda orgazm olabilirse güzeldir.

Kadın ve erkeklerin fizyolojik olarak birbirlerinden farklı olmaları sebebiyle birlikte orgazm olmaları çok zor bir durumdur. Böyle yüksek bir beklentiye giren çiftler de performans anksiyetesine kapılırlar. Bu durumda evlilik ve cinsel ilişki sorunlarına neden olabilir

15. İlişkiye giren bir çift içgüdüsel olarak karşısındakinin ne istediğini bilir.

Çiftler birbirlerinin ne istediğini iç güdüsel olarak bilemezler. Karşısındakinin ne istediği bilmek bir iletişim ve geribildirim sürecidir.

Kaynakça:

  • -Evli Bireylerin Cinsel Mit İnançları,Cinsel Bilgi Düzeyleri,İlişkilerindeki Mutluluk Düzeyleri ve Cinsel Doyumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi-Ayşe TURAN
  • -Sağlık Çalışanı Evli Kadınlara Cinsel Mitlere İnanma Durumu ve Cinsel İşlev Bozuklukları-Derya AYDIN
  • -Cinsel İşlev Bozukluğu Tipleri ve Cinsel Mitler Arasındaki İlişki-Dr.Sevilay Zorlu Kocagöz