Frengi


Ülkemizde frengi, belsoğukluğundan daha az görülen bir hastalıktır. 
2.Dünya savaşı sırasında dramatik olarak artış göstermiştir. 
Şimdilerde genç erkekler arasında yaygın olan bir hastalıktır. Bunların yaklaşık %50'si homoseksüel yada biseksüeldir. Ancak buradan Frengili erkek hastalar hakkında yanlış bir kanı ortaya çıkmasın.:))

Hastalığı yapan etken spiroket bir bakteridir. 1905'de, Schaudinn ve Hofmann tarafından bulunmuş ve Treponema Pallidum adı verilmiştir.

Klinik olarak Frengi, doğuştan ve tedavi edilmemiş olarak 4 ayrı evrede ortaya çıkar:
1-Birincil Frengi (10 - 90 gün )
Bu dönem hastalığın tedavisi için en uygun dönemdir.
Bir hafta ile üç ay içinde gelişen şankır ile kendini gösteren evredir.
Vücuda giriş yerinde mercimek büyüklüğünde kırmızı, ağrısız bir kabartı, şişkin ve düzgün kenarlı bir genital ülser ile kendini belli eder. Buna "frengi şankrı" denir. Frengi şankrı, ağrısızdır, çok defa bir tanedir. Şankır çıktıktan 8-10 gün sonra, o bölgenin lenf bezlerinde frengi mikropları yerleşerek onları şişirirler. Bezler sert ve ağrısızdır. Şankır kendiliğinden yavaş yavaş iyileşir. Kadın hastaların %50'si ve erkek hastaların %30'u şankır'ı fark etmeyebilirler.
2-İkincil Frengi (1-3 ay )
Bu evrenin en sık görülen bulgusu 'deri döküntüleri'dir. Mikrobun vücuda girişinden yaklaşık iki ay sonra, vücuttaki bütün 'lenf bezleri şişer'ler ki bu ikinci devrin ilk belirtisidir. Dış genital organlarda ve anogenital bölgelerde lezyonlar 'kondiloma lata' diye adlandırılan geniş kabarık plaklar şeklinde olabilir. Düzensiz bir ateş, geceleri artan baş ağrısı, düşkünlük, iştahsızlık, terlemeler, kemiklerde geceleri artan ağrılar ve uyutmayan sinirsel ağrılar gibi genel semptomların görüldüğü evredir. Dalak büyüyebilir ve sarılık da olabilir. 
Latent Frengi
İkincil Frengi'li tedavi edilmemiş tüm hastalar 4-12 hafta içinde kendiliğinden gerileme gösterir ve Latent yani Gizli Frengi denen döneme girer. Bu zaman aralığı belirtisiz bir dönemdir. Bu dönemde hastalar ya ara ara İkincil Frengi atakları ya da belirtisiz bir hastalık geçirirler.
3-Üçüncül Frengi (4-10 yıl sonra )
Dördüncü yıldan sonra başlar. Tedavi edilmeyen hastaların yaklaşık 1/3'ünde bu evreye ulaşılır.Bu devrede mikrobun gücü azaldığı için, bulaşma özelliği de azalmıştır. Bu dönemde vücutta pembemsi, 1-2cm çapında halkalar yapabilen lekeler görülür. Genellikle kalp ve damar sistemini tutar. Daha az sıklıkla da sinir sistemini tutar. Karaciğerlerde gom adı verilen kaba nodüller oluşur. Karaciğerin bu görünümüne hepar lobatum adı verilir. Ayrıca kemik, eklem ve testis gibi organlar da gomlar görülebilir.
4-Doğumsal Frengi 
Doğuştan olan frengi, frengili bir kadının hamileliği sırasında mikropların bebeğe geçmesinden dolayı ortaya çıkar. Ancak belirtiler fötüs 4. aydan sonra etkilendiğinde ortaya çıkabilir.
Doğuştan olan frengi üç bölümde incelenir: 
Cenin frengisi: Cenin, genellikle 6-7. aylarda ölür ve düşük halinde dışarı atılır. 
Süt çocuğu frengisi: Belirtiler ya doğarken vardır veya birkaç hafta sonra ortaya çıkarlar. Çocuğun el içi ve ayak tabanlarında içi su dolu kabarcıklar vardır. Özel bir nezle hali vardır. Dalak büyük olup yalancı felç de görülür. Deride ve ağız içinde çeşitli frengi hasarları görülür. 
Gecikmiş çocukluk frengisi: Belirtiler dört ve daha ileri yaşlarda ortaya çıkarlar. Burada damak iltihaplanması, çentikli dişler, gözün camsı cisminde bozukluk, burun çöküklüğü ve iç kulak sağırlığı söz konusudur. Damak kırmızı ve ağrılı bir hal alır, ağzın içi beyaz kabarcıklarla çevrelenir ve ateşli nöbetler geçirilir.

Genel Belirtileri
*Genital bölge ve kasıklarda rahatsızlık,
*Yorgunluk,
*Mercimek büyüklüğünde kırmızı ve ağrısız bir kabartı,
*Vücuttaki bütün lenf bezleri şişerler,
*Deri altı nodülleri,
*Şaç dökülmesi, 
*Alında sert şişlikler, 
*Güve yeniği manzarası gösterecek şekilde saç dökülmesi,
*Dudak üzerinde beliren sertlikler, 
*Deri renginde değişiklikler,
*Deride pembe lekeler, 
*Deride küçük kabartılar,
*Deride cerahat toplantıları,
*Boyun bezlerinin şişmesi,
*Cerahatli yaraların olması, 
*Kolda akıntılı yaralardır,
*Menenjit, 
*Çeşitli felçler,
*Körlük,
*Sağırlık,
*Kalp hastalıkları,
*Ölüm.

Korunma Yolları
*Kuşkulu cinsel temastan uzak durmak,
*Tek eşlilik,
*Kondom kullanmak,
*Gebelerin sifiliz yönünden taranması.

Bulaşma Yolları
*Cinsel Temas: Vajinal, anal veya oral seksle,
*Doktor ve hastabakıcılarda mesleki olarak,
*Kan nakli,
*Ceninin virüsü taşıyan anneden hastalığı alması.

Tanı
*Hastalığın hikayesi,
*Fizik Muayene,
*Karanlık Saha Mikroskobisi: Şankırın tabanından kazınarak alınan materyalin mikroskop altında incelenmesinde spiroketlerin görülmesi gerekir.
*Frengiye Özgül Olmayan Testler:VDRL veya RPR Testleri ( Tarama testi olarak kullanılırla.)
*Frengiye Özgül Testler: FTA-ABS, TPHA, ELISA Testleri ( Tanıyı doğrulamak için kullanılırlar.)

Tedavi
Penisilin.
Tedavi doktor kontrolü altında yapılmalıdır. 
Tedavinin etkinliği özel frengi testleri yapılarak araştırılır.

Frengi Hakkında Bilinmeyenler
*Bir kişi Frengi geçirip tedavi edildikten sonra tekrar Frengi'ye yakalanabilir, tekrar bulaşabilir ve hastalık oluşabilir.
*Enfekte kişiyle cinsel temas sonrası bulaşma riski yaklaşık 1/3'tür.
*Frengi olanlarda HIV enfeksiyonu yani AİDS, olmayanlara göre 2 - 5 kat daha fazla görülür. 
*Tuvaletlerden, hamamlardan, saunalardan, kapı kollarından, yüzme havuzlarından, giyim eşyaları ve ortak kullanılan araçlardan ve gereçlerinden bulaşmaz.
*Bütün vücudu etkileyen bir hastalıktır.
*Erken gebelik döneminde hastalığa yakalanıldığında enfeksiyon plasenta yoluyla bebeğe bulaşabilir ve doğacak olan bebekte çok ciddi anomalilere yol açabilir.
*Frengi mikrobu çok dayanıksız bir yapıya sahiptir. Nemli yerlerde bir süre canlı kalabilirse de kuruluğa hiç dayanamaz. Sabun ve antiseptik maddelere karşı direnci hemen hiç yoktur. 
*Anne Frengi hastasıysa, gebelik sırasında bebeğe geçme riski yüzde 40'dır.
*Annenin frengi virüsü taşıdığının saptanması halinde bebeğin, annenin genital organıyla temas riskini ortadan kaldırmak için sezaryenle doğumu gereklidir.
*Frengili doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 10'u doğumdan sonra kaybedilir.
*Yüzde oluşan frengi yaraları oral seks ile genital bölgeye taşınabilir.
*Elle yapılan temasla da frenginin genital bölgelere taşındığı nadir de olsa görülmektedir.
*Çoğunlukla genital organlar ve dudaklarda görülen frengi, yanaklar, burun kenarları, göz çevresi, kasıklar gibi vücudun diğer bölgelerinde de görülebilir.

Dostluk, sevgi ve saygılarımla...