CÝSED Kadýna Yönelik Þiddetin Kaynaðýnda Kötü Çocuk-Kötü Anne Denklemi Olduðuna Dikkat Çekti...

06 Kasým 2018

CÝSED GENEL BAÞKANI PSÝKOTERAPÝST CEM KEÇE: “ERKEK KADINI DÖVERKEN ASLINDA BÝLÝNÇDIÞINDAKÝ KÖTÜ ANNESÝNÝ DÖVÜYORDUR!

Cinsel Saðlýk Enstitüsü Derneði (CÝSED) cinsel terapistleri, son günlerde medyada geniþ yanký uyandýran þarkýcý Sýla Gençoðlu’nun, beraberlik yaþadýðý Ahmet Kural’dan darp, cebir ve psikolojik þiddet gördüðü gerekçesiyle þikayetçi olmasýyla gündeme gelen kadýna yönelik þiddet konusunun toplumumuzun önemli sorunlarýndan biri olduðunun ve bu þiddetin kaynaðýnýn çocukluk dönemindeki anne-çocuk iliþkilerine kadar indiðinin altýný çizdiler.

ÞÝDDET ÖÐRENÝLMÝÞ BÝR DAVRANIÞTIR

CÝSED Genel Baþkaný Psikoterapist Cem Keçe, kadýnýn fiziksel saðlýðýný tehlikeye atan ve özsaygýsýný ortadan kaldýran þiddet olaylarýnýn sadece bir sonuç olduðunu belirtti ve þunlarý ekledi: “Bu sonuca yol açan nedenlerin üzerinde durulmadýðý sürece kadýna yönelik þiddeti ortadan kaldýrmak mümkün olmayacaktýr. Saldýrgan kiþiliklerin oluþmasýnda travmatik unsurlar, huzursuzluklar, parçalanmýþ aileler, aile bunalýmlarý, kiþilik bölünmesi ve paranoya önemli bir rol oynar. Þiddetin temelini anne, baba, çocuk, aile iliþkisi ve sosyal, kültürel ve ekonomik faktörler birlikte oluþturur. Saldýrganlýk ve þiddet, duygusal yükü fazla birtakým örnekler yolu ile öðrenilir. Evde ve okulda disiplini saðlamak üzere þiddet kullanýmýna tanýk olan çocuk, yetiþkinliðinde bunu sorun çözmede doðal bir seçenek olarak görmektedir. Ayrýca her erkek çocuk geçmiþinde güçlü algýladýðý annesine öfke hissettiði ve ona zarar vermeye çalýþtýðý kötü anýlar yaþar. Bastýrýlan ve sanki yokmuþ gibi kabul edilen bu anýlar, yetiþkinlikte kurulan yakýn iliþkilerde kendini gösterir. Diðer bir ifadeyle kötü çocuk-kötü anne denklemi nedeniyle erkek kadýný döverken aslýnda bilinçdýþýndaki kötü annesini dövüyordur. Bu nedenle erkekler güçlü olarak algýladýklarý kadýnlara þiddet uygulamaya cesaret edebilirler.”

ÞÝDDET GEÇMÝÞ YAÞANTILARIN KÖTÜ MÝRASIDIR

Keçe, saldýrgan erkeklerin birgörünen sevgi dolu parça, bir de gölgede kalmýþ saldýrgan parça olmak üzere iki parçalarý olduðunu, belli koþullarda saldýrgan parçanýn ön plana çýkarak erkeði kadýna þiddet uygulamaya yönlendirebileceðini ifade etti ve “Saldýrgan parçanýn tekrar ön plana çýkýp görünür olmasýnda toplumun þiddeti bir sorun çözme yöntemi olarak benimsemesinin önemli rolü vardýr. Ahmet Kural’ýn Sýla’ya þiddet uyguladýðýna dair iddialarý bu baðlamda deðerlendirmek gerekir. Çünkü þiddet geçmiþ yaþantýlarýn kötü mirasýndan ve çoðunlukla da cinsiyete dayalý sosyal normlardan kaynaklanmaktadýr. Erkekler, kadýnlar üzerindeki haklarýnýn tehdit altýnda olduðunu düþündüklerinde ya da kadýnlarýn evdeki sorumluluklarýný yerine getirmemeleri durumunda þiddete baþvurmaktadýrlar. Bir erkek eþinin rolüne uygun olarak davranmadýðýný, sýnýrlarýnýn ötesine geçtiðini, haklarýný savunduðunu anlarsa buna þiddetle karþýlýk verebilmektedir. Kocaya itaat etmemek, koca kendisine kýzdýðýnda cevap vermek, yemeði zamanýnda hazýrlamamak, çocukla ya da evle yeterince ilgilenmemiþ olmak, kocaya para ya da kýz arkadaþlar konusunda sorular sormak, kocadan izin almadan bir yere gitmek, cinsel iliþkiyi reddetmek ya da sadakatinden þüphe etmek gibi davranýþlar cinsiyet normlarýný çiðnemek anlamýna gelmekte ve erkeklerde þiddeti körüklemektedir” dedi.

FÝZÝKSEL ÞÝDDET DE PSÝKOLOJÝK ÞÝDDET DE YIKICIDIR

“Þiddet, vurma, tokatlama, tekme atma ve zorla cinsel iliþki gibi fiziksel saldýrý; devamlý küçümseme, gözünü korkutma ve hakaret etme gibi psikolojik istismar þeklinde ortaya çýkabilmektedir” diyen Keçe, kadýný arkadaþlarýndan ve ailesinden ayýrma, hareketlerini takip etme ve kaynaklara eriþimini kýsýtlama gibi kontrol etmeye yönelik davranýþlarýn da söz konusu olabileceðini belirterek devam etti: “Kadýnlarýn istismar karþýsýndaki tepkileri çoðunlukla mevcut seçeneklerle sýnýrlý olmakta ve genellikle iliþkilerini devam ettirmektedirler. Eþinin ceza yemesi korkusu, baþka geçim kaynaðýnýn olmayýþý, çocuklar için endiþelenme, duygusal baðýmlýlýk, aile ve arkadaþlarýn desteðinin bulunmayýþý, durumun ileride deðiþeceðini ümit etmek, boþanýrsa bunun kabul gören bir þey olmadýðýný bilmek, reddedilme ve toplumun lekelemesi korkusu kadýnýn yardým talep etmesini önlemektedir. Fiziksel veya cinsel bir istismarýn mevcut olduðu bir iliþkiye son vermek ise bir süreci gerektirmektedir. Bu çoðunlukla önce inkâr, kendini suçlama ve tahammül dönemlerini içermektedir. Daha sonra partnerle ilgiyi kesme ve kendine gelme dönemi gelmektedir. Son aþamada ise kesin karar verilmekte ancak ülkemizde yaþayan kadýnlar için bu karar ne yazýk ki can güvenliðini dahi tehdit edebilmektedir. Kadýnýn ayrýldýktan hemen sonra cinayete kurban gitme riski bilinen bir gerçektir.”

KADINA YÖNELÝK ÞÝDDET, ERKEK EGEMEN TOPLUMUN BÝR YENÝLGÝSÝDÝR

Keçe, “Toplumumuz kadýnlarý bir yandan ana olarak kutsarken diðer yandan rahatça dövülmelerine hatta öldürülmelerine duyarsýz kalmaktadýr. Gelecek nesiller üzerinde etkin rolü olan kadýna yüklenen bu olumsuzluk kadýnýn özsaygýsýný, deðerlilik duygusunu yitirmesine, güven duygusunun olmamasýna, kendini deðersiz görmesine, toplumun öngördüðü role yönelik kýzgýnlýk geliþtirmesine neden olabilmektedir. Böylece kadýnlar kendilerini yalnýz, anlaþýlmaz, mutsuz hissedeceklerdir. Mutsuz ve yalnýz olan kadýnýn ise bir çocuðu saðlýklý süreçlerle büyütebilmesi mümkün olmayacak, erkekleri düþman, uzak durulmasý gerekilen kiþiler olarak görecektir. Uygarlýðýmýzýn geliþebilmesi için kadýna yönelik þiddetin tüm boyutlarý ile ele alýnýp çözüm yollarýna gidilmesi gerekmektedir” dedi ve kadýna yönelik þiddetin, erkek egemen toplumun bir yenilgisi olduðunu vurguladý.

CÝNSÝYET AYRIMCILIÐI SONLANMADAN ÞÝDDET BÝTMEYECEKTÝR

Cinsiyet ayrýmcýlýðýný reddeden bir anlayýþ geliþtirilmedikçe, kadýnlara yönelik þiddet bitmeyeceðini söyleyen Keçe, “Kadýnlara karþý þiddeti sadece kadýnýn yasal haklarýný teminat altýna alarak ve istismarcýlarý cezalandýrarak ortadan kaldýrmak mümkün deðildir. Yasal düzenlemeler önemli ve gereklidir ancak yasalarla sýnýrlý kalmak bataklýðý kurutmadan sivrisinekleri öldürmeye çalýþmak gibidir. Bataklýðý kurutabilmek emek isteyen, çaba isteyen, toplumun bütün katmanlarýný içine alan uzun vadeli stratejilerin oluþturulmasýný gerektirmektedir” dedi. Kadýna yönelik þiddeti doðuran temel unsurun cinsiyet ayrýmcýlýðý olduðunu ifade edem Keçe, “Eðitim ve öðretimin ilk evrelerinden itibaren her düzeyde toplumsal cinsiyet ayrýmcýlýðýný ortadan kaldýrmaya yönelik programlar düzenlenmeli, medyanýn bu konudaki farkýndalýðý ve etkinliði arttýrýlmalý, toplumsal bilinç düzeyi geliþtirilmelidir. Anasýnýflarýndan baþlayarak toplumsal cinsiyet ve kadýn sorunlarýna duyarlý eðitim programlarý desteklenmeli, her iki cinsin de benimseyeceði ve içselleþtireceði uygulamalar ortaya konmalýdýr. Ýstismarcý davranýþlara dayanak oluþturan inanç ve tutumlar üzerinde durulmalýdýr. Kiþiler, insanlar arasý iliþkiler konusunda eðitilmeli, toplum kadýn erkek eþitliði konusunda bilinçlendirilmeli, kadýna saygý kavramý iþlenmelidir. Ayrýca þiddet gören kadýnlara sýðýnacak yerler ve kriz anlarýnda yardým saðlanmalý, danýþmanlýk hizmetleri verilmeli, saldýrgan erkekler tedavi almaya teþvik edilmelidir. Kadýna karþý þiddetin tepki duyulmasý gereken bir boyut kazanmasý, kadýnlar ancak toplumun eþit statüdeki üyeleri olarak yerlerini kazandýklarýnda mümkün olacaktýr” dedi ve cinsiyet ayrýmcýlýðýný reddeden bir anlayýþ geliþtirilmedikçe kadýnlara yönelik þiddetin bitmeyeceðini vurguladý.