İlkbaharda canlı cenaze sendromuna dikkat edin..

22 Mart 2011

İlkbaharda “canlı cenaze” sendromuna dikkat edin
İlkbaharda yorgunluk şikayetiyle başvuran vakaların sayısında artış olabileceğine dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; “Bahar aylarında Canlı Cenaze Sendromu (bedensel veya fiziksel yorgunluk, kronik yorgunluk), Mutsuzluk Yorgunluğu Sendromu (ruhsal ya da psikolojik yorgunluk) ve Bahar Yorgunluğu Sendromu (motivasyonel yorgunluk) olmak üzere 3 tip yorgunluktan bahsedebiliriz. (1) Kronik Yorgunluk Sendromu adı verilen hastalık bugün Canlı Cenaze Sendromu, Yuppie Flu, Stres Cevabı Disregülasyon Bozukluğu veya 20. Yüzyıl Hastalığı olarak da bilinir ve muhtemelen 21. yüzyılın yeni ve yaygın bir hastalığı olacaktır. Kronik Yorgunluk Sendromu, sürekli veya tekrarlayıcı seyreden, iyi anlaşılamayan ve birçok sistemi tutan bir hastalığı tanımlamak için kullanılır, tek bir sebebi yoktur. Bu hastalığın viral bir enfeksiyonun tetiklediği beyinin çalışmasındaki düzensizlikler, strese bağlı vücudumuzdaki dengesizlikler ve vücudun savuma sisteminin bozulması sonucu aşırı derecede aktifleşen bağışıklık sistemimizi içine alan bir durum olduğunu kabul etmeliyiz. Kronik yorgunluğun en ayırt edici belirtisi yatak istirahatıyla geçmemesidir. Bağışıklık sistemi enfeksiyonlarla başa çıkamayınca sonuç bitkinlik olmaktadır. (2) Baharın güneşli ve sıcak günlerini özlemle beklediğimiz son günlerde birçok insan halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak problemlerden yakınıyordur, bu yakınmaların çoğu bahar yorgunluğu ile bağlantılıdır. “Bahar Yorgunluğu Sendromu” veya bahar çarpması da bir hastalık olarak tanımlanabilir. Bahar yorgunluğu önlem alınmazsa Kronik Yorgunluk Sendromu'na dönüşebilir. (3) Bahar yorgunluğu ve kronik yorgunluk dışında bir de “Mutsuzluk Yorgunluğu Sendromu” denilen bir yorgunluk türü vardır. Şikâyetler bedensel bir rahatsızlıktan değil, psikolojik sorunlardan kaynaklanmaktadır, kendini sürekli bitkin, halsiz, isteksiz, yorgun hissedenler bu gruba girmektedir, bu hastaların yorgunluk hisleriyle mutsuzlukları arasında bağlantı vardır. Mutsuzluk yorgunluğu duygusal tükenmişlik ve bireysel beceride azalma nedeniyle insanın iç dünyası ile ilgili duyguları, amaçları, istekleri ve beklentileri etkileyen psikolojik bir deneyimdir. Tüm bu yorgunluklardan kurtulmak için öncelikle kendini, doğayı ve hayatı sevmek, yorgunlukların, tükenmişliklerin, mutsuzlukların, hayal kırıklıklarının gelip geçici olduğuna inanmak, günlük içilen su miktarını 3 litre civarında tutmak, günde 5–6 porsiyon sebze-meyve tüketmek, açık havada yürüyüş yapmak, bol bol güneşlenmek, iyi ve kaliteli uyumak, 10–15 dakika aç karnına jimnastik yapmak, alkol tüketimi azaltılmak, yeşil çay içmek, C, A, B ve E vitaminleri, potasyum, selenyum ve omega 3 kullanmak, sentetik yerine pamuklu kumaştan üretilen kıyafetler tercih etmek, her gün akşam ya da sabah duş almak, probiyotik ve prebiyotik içeren içecekler tüketmek gerekir.” dedi.
 
Bahar yorgunluğunu çok hafife almayın, gerekirse bir uzmana başvurun
İlkbaharla birlikte havadaki elektrik yükünün artığına dikkat çeken CİSED Psikoterapi Eğitimleri Koordinatörü Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Küçük kasabalarda ve doğayla iç içe olan yerlerde havadaki pozitif iyonların artması insana zindelik verirken, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde negatif iyonların artması Bahar Yorgunluğu Sendromu’na neden olabiliyor. Bahar mevsiminin başladığı bu günlerde birçok kişide görülebilen Bahar Yorgunluğu Sendromu; cinsel isteksizlik, cinsel güçsüzlük, sertleşme sorunları, genel bir bitkinlik, güçsüzlük, yorgunluk, isteksizlik, uykusuzluk, huzursuzluk, gerginlik, duygusal iniş çıkışlar, iştahsızlık, eklem ağrıları gibi şikâyetlere yol açabiliyor. Türkiye'de önemli bir hasta grubu hekime başvurmaya çekinmekte veya ancak uzun yıllara dayanan bir sorun haline geldiğinde başvurmaktadır. Bu nedenle bahar yorgunluğunu çok hafife almayın, gerekirse bir uzmana başvurun” dedi ve bir yardıma başvurulması gereken durumları ise şöyle sıraladı: “Kişinin daha önce yapabildiği işleri yaparken zorlanması, karar verme ve plan yapma açısından zorlanacak kadar zihinsel karışıklık içinde bulunması, ilişkileri olumsuz etkileyecek boyutlarda sinirlilik ve alınganlık, aşırı yorgunluk, uykuya eğilim, sabah kalkamama, sosyal faaliyetlerden kaçınma, cinsel istekte belirgin azalma, cinsel güçsüzlük, sertleşme sorunları, aşırı unutkanlık, konsantrasyon düşüklüğü, belirgin kilo değişiklikleri, vb.”