Her gün binlerce kadın kocalarının tecavüzüne uğruyor...

22 Şubat 2011

Her gün binlerce kadın kocalarının tecavüzüne uğruyor
Tecavüzün, temelde cinsel bir eylemden çok vahşi bir aşağılama eylemi olduğunu ifade eden CİSED Genel Başkanı Cem Keçe; “Özgür yaşayan, modern giyimli, gece tek başına sokağa çıkan ve bara giden kadınların tecavüze uğrama olasılığının daha yüksek olacağı yönündeki düşünce yapısı, tecavüzcü ve tecavüz kurbanlarıyla ilgili cinsel mitlerdir, klişeleşmiş yanlış ve hatalı bilgilerdir. Yapılan araştırmalardan görmekteyiz ki tecavüze ya da saldırıya uğrayan kadınların yaşları, eğitimleri ve giyim tarzları çeşitlilik göstermektedir. Kadının giyim şekli tesettürlü olsun, açık giysi olsun, yaşı genç yahut yaşlı olsun fark yaratmaz; tecavüz ve taciz giyim kuşam şekline göre farklılık göstermez. “Kadınlar görünüşleri ve davranışlarıyla erkekleri tecavüze kışkırtır”, “Eğer bir kadın akşam yalnız başına dışarı çıkıyorsa, kendini tecavüze uğrayabilir pozisyonuna koymuştur”, “Bazı kadınlar, hal ve hareketleri ile aslında tecavüzü hak eder” veya “Bazı kadınlar şiddet görmekten keyif alır” gibi çıkarımlar yapanlar kim olursa olsun yanlış inanış dediğimiz mitlerin etkisi altında konuşmaktadırlar. Bu şekilde konuşan veya düşünen kişileri suçlamak yerine onları anlamaya çalışmalı ve bu düşüncelerinin olası sonuçları hakkında doğru bilgiyi edinmeleri sağlanmalıdır. Çünkü suçlamak yerine sorumluluk almak gerekir. Yanlış ve hatalı düşüncelerin yani mitlerin altında yatan dinamik, erkekler için kadınların namuslarına doğrudan bağlı olanlar ile olmayanlar şeklinde ikiye ayrılmasıdır. Çok yanlış bir şekilde evdeki kadınlar kutsalken dışarıdaki kadınlar, eğer bir de açıktaysalar, rahatlıkla üzerlerine atlanabilecek hedefler olarak görülür. Kendileri için kutsal olanları bir kenara ayırıp geri kalana saldırmak bu yüzden bazı erkekler için çok yanlış bir seçimdir. Çünkü o erkekler için kadın ancak kendilerine namus üzerinden bağlı olduğunda değerlidir, öteki türlü kadının adı da yoktur değeri de. Tecavüzü özendiren de bahsetmeye çalıştığımız bu tür mitlerdir. Öte yandan, kadınların “güvenli yuva” olarak kabul ettiği evlerinde bile tecavüze maruz kaldığı göz ardı edilmemelidir. Çünkü her gün binlerce kadın kocalarının tecavüzüne uğramaktadır. Tecavüz, gerekçesi ne olursa olsun, kim kime yaparsa yapsın, bir şiddettir ve yasalarımıza göre suç kapsamındadır. Tecavüz eden de, tecavüze özendiren de affedilmemelidir. Bizim affetmediğimizi devlet de affetmemelidir.” dedi. 
 
Toplumun tecavüz mağduruna olumsuz bakması, ikinci tecavüzü oluşturur
Tecavüzün cinayetten sonra kişinin bedenine yapılan en büyük saldırılardan biri olarak nitelendirilebileceğini belirten CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; “Tecavüz eylemini gerçekleştirenler genellikle psikolojik sorunları olan, dağılmış ailelerde yetişen, hayatta başarısız, yalnız olan ve dolayısıyla güç kontrolünü bu tür bir eylem üzerinden elde etmek isteyen özdeğeri düşük kişilerdir. Çocukluğunda fiziksel şiddet, cinsel taciz veya tecavüze maruz kalmış olan kişilerin ileride başkalarına tecavüz etme eğilimlerinin daha fazla olduğu bilinmektedir. Tecavüzün nedenlerini daha iyi anlayabilmek için tecavüze ve tecavüz kurbanlarına bakış açısına dikkat etmek gerekir. Tecavüz olayına maruz kalan kadınların hafif kadın olduğu düşüncesi aslında tecavüz olayının zihinsel süreçte normalleştirilmesi çabasıdır. Öte yandan, tecavüze uğrayan kadınların çevreden aldıkları olumsuz tepkiler, polis memurları, doktorlar ve avukatlar gibi konuyla ilgili olan meslek elemanlarının mağduru suçlayan yaklaşımları saldırının yarattığı zararı daha da artırabilmektedir. Tecavüz mağdurlarının taşıdıkları bu sosyal utanç, yaşadıkları deneyimi onlar için daha da aşağılayıcı hale getirebilmektedir. Aşağılanma duyguları, tecavüzü gizli tutarak kendini koruma çabası içerisine girilmesine ve böylece tecavüz sonrası travmanın daha da artmasına neden olmaktadır. Ayrıca suçu ve sorumluluğu mağdura yükleme, mağdurun tıbbi, hukuki ve psikolojik destekten yoksun olmasına, cinsel saldırıların adli makamlara daha az bildirilmesine ve saldırganın daha az ceza almasına yol açmaktadır. Toplumun bu türden olumsuz reaksiyonları “ikincil travma” veya “ikincil tecavüz” olarak isimlendirilmektedir. Bu nedenle tecavüz ve diğer cinsel suçların daha az yaşanması için CİSED’in 15 yıl önce kurulurken Türk kamuoyuna açıkladığı bildirge hayata geçirilmelidir.” dedi.
 
CİSED'in Türk kamuoyuna deklarasyonu
1-Anaokulundan başlayarak Cinsel Eğitim yasal olarak şart olmalıdır.
2-Ergenlik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri yasal olarak şart olmalıdır.
3-Evlilik Öncesi Cinsel Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri yasal olarak şart olmalıdır.
4-Evlilik Öncesi Anne, Baba ve Eş Eğitimleri yasal olarak şart olmalıdır.
5-Cinsel sağlık bilimine üniversitelerimizde Seksoloji A.B.D. adı altında ayrı bir bilim dalı olarak yer verilmelidir.
6-Cinsel sağlık bilimi için “multidisipliner bir yaklaşım” şart olmalıdır.”