Cinsel Hedonizm


'Metroseksüel erkekler sahneden çekiliyor. Sırada hedonizm var. Dünün maçoları, bugünün manikür pedikür bağımlısı metroseksüelleri yarın zevk düşkünü hedonistler olarak karşımıza çıkacak. Hedonizm bugünün yaşam stili.'
Marco Faletto

Bu yazımı 'iç bade, sev güzel var ise akl-ü şuurun, dünya var imiş yok imiş ne umurun' felsefesiyle, gerçeğin peşine düşme imkanlarından ve niteliğinden yoksun, kendiliğimizden takıp takıştırdığımız yazarlık ve sanatkarlık sıfatı altında, beğenilme arzusuyla, süslü sözlerle örülmüş bayağı bir estetiğin arkasına saklanmış modern hedonizmin pençesinde bir yazma sorumsuzluğuna düşerek yazmayı isterdim. Çünkü konuyla örtüşürdü. Ama etik kalmaya özen göstererek, edebi bir tavırla, tüketim toplumunda bütün kusurların ortasında insana ait ruhsal kesitleri açıklığa kavuşturmak için, yine, yazma sorumluluğundan ödün vermeden yazacağım.

CİNSEL HEDONİZM - ZEVKÇİLİK - HAZCILIK

Zaman zaman çalışmayan, üretmeyen sadece eğlenceye ve cinsel yaşama odaklanan bir model anlayışını savunan Amerikan sinemasının dünyayı etkisi altına almasıyla birlikte; iyice yayılan ve kendine her geçen gün daha çok taraftar bulan hedonist yaşam tarzı, özellikle ülkemizde ideali olmayan ve sorunlu gençleri tehdit etmektedir.

Yunanca 'hedone' haz ve zevk demektir. 'Hedonizm' kelime anlamıyla "hazcılık, haz alma" anlamına gelen, en üstün iyiliğin haz olduğunu ileri süren bir öğretidir. 'Cinsel hedonizm' ise nefsin egemenliğidir. Yaşamın anlamını cinsel hazda bulan dünya görüşüdür. Cinsel hazza teslim olmuşluk kültü, bir değersizlik, giderek cinsel iştahı azgınlaştıran bir davranış bozukluğudur.

Dört bin yıllık düşünce tarihine baktığımızda eski Yunan'da iki önemli hazcı kuram ortaya atılmıştır: Yazılı tarihte ilk defa haz peşinde koşmayı insanın tek amacı olarak tanımlayan Sokrates'in öğrencisi Aristippos'tur. Hazcılığın kurucusu sayılır. Bireycidir. Topluma değer vermez. Her davranışın nedeni mutlu olma isteğidir. Bu nedenle yaşama sanatının büyük ustası olarak anılmıştır. Hazcılığı devam ettiren diğer bir düşünür Epikuros'tur. Tinsel hazları duyusal hazların üstünde görür. Çünkü tinsel hazlar gelip geçici olmayan hazlardır. Mutlu bir yaşamın amacı, vücudun sağlığıyla ruhun rahatlığını aramayı öğrenmektir. Bu bağlamda, mutluluğun en yüce iyi olduğu konusunda Aristo ile hemfikir olan Epikuros, mutluluğun zevksiz elde edilemeyeceğini savunarak Aristo'dan ayrılır. Sonrasında 19. yüzyıl İngiltere'sinde, 'mutluluk faydadadır' diyen J. Stuart Mill ve 'en üstün iyi, faydadadır. İyiyi kötüden ayıracak ölçü, fayda ölçüsüdür' diyen Jeremy Bentham, gibi düşünürlerde, 'sürekli fayda, geçici faydadan iyidir' noktasında tarif bulan 'faydacılık,' geçici olmayan hazları mutluluğun amacı gören hazcılık ile örtüşmüştür. Daha sonra, cinsel hazzı ve doyumu, bedensel acı ve en güçlü duygu olan ruhsal acıyla birlikte ele alarak, Eros'u ve Doğa'yı uzlaştırmak isteyen Marquis de Sade, 'kötülük ve suç her çeşit zevkin kaynağıdır' diyerek, ahlaksal değerleri eleştirip bunları cinsel hazcılık anlayışı çerçevesinde değerlendirmiş ve cinselliği, insanları tanımanın en kesin yolu olarak görmüştür. Günümüzde insanın varoluş amacı olan zevklerin tatmin edilmeyip bastırılması sonucu ruhsal rahatsızlıkların meydana gelebileceğini savunan ve hazcılığın sözde bilimsel kaynağını oluşturan ise 'S.Freud' olmuştur.

Her şeyde haz almayı ön planda tutan ve sadece eğlenceye dayalı bir hayat tarzını benimseyen hedonistler, cinsel yaşamlarında da anlık zevkleri uzun vadeli mutluluklara tercih ederler. İnsanın varoluş amacını arzuların tatmininde arayanlar, arzuların en zirvesi olan cinsellikte de sınırsız özgürlüğü seçtiler. Peki gerçekte cinsel özgürlüğün sınırsızca yaşanması mümkün mü? Hayır. Çünkü sınırsız cinsellik, cinsel doyum eşiğini yükseltir ve zamanla öpüşerek bile orgazm olan hedonistler, kokain almadan orgazma ulaşılamaz hale gelirler. Cinsel beklenti düzeyi yükselen bu insanlarda aile bağları zayıflar. Aile sadakatine uymayan eylemler başlar. Aile parçalanmaya başlar. Yüksek cinsel beklentisine ulaşılamayınca ümitsizlik, karamsarlık, öfke ve saldırganlık duygularına yönelim sonucunda depresyon kaçınılmaz olur. Aykırı cinsel eylemlere, pornografiye ve uyuşturucu kullanımına yönelim artar. Cinsel hazzın doğasında devam etme beklentisi vardır. Hazzın devam etmemesi kişinin kendisini kötü hissetmesine neden olur. Hazzın tatmin edilmemesi intihara kadar giden süreci başlatabilir. Günümüzde, insanı cinsel haz peşinde koşmayı idealize eden tüketim toplumu yüzünden hem hedonizmin hem de sonrasında intiharın görülme oranı çok artmıştır.

Son tahlilde cinsel hedonistler; sevilmek, cinsel anlamda beğenilmek arzusuyla yaşarlar. Ahlaki kuralları, yasakları ve toplumsal sınırları sevmezler, aksine nefret ederler. Bu yüzden din ve ahlak kelimeleri en rahatsız oldukları kelimelerdir. Ayrıca ölüm gerçeği onları çok rahatsız eder. Düşünmemek için en büyük silahları alkol ve keyif verici maddelerdir. Son derece 'ben merkezci' olurlar. Şahsi menfaatlerini çok iyi kollarlar. 'En kutsal değer senin çıkarındır' diyerek, kendi değerleri için her türlü değeri feda edebilirler. Narsistirler. Sadece kendilerini severler. Kendilerini özel ve önemli görürler. Alçak gönüllülüğü ahmaklık olarak kabul ederler. Övgü ile beslenirler. Eleştiriye çok duyarlıdırlar. Eleştirilmekten hoşlanmazlar. Çalışmayı sevmezler. Onlara göre kazanmak için ter dökmek ahmaklıktır. İş ve çalışma, zamandan ve cinsel hazdan alıp götüren şeylerdir. Bunun için tembellik ve zor şeylerden kaçma, hedonistlerin diğer özelliklerindendir. Aileyi, erkeği ve kadını cinsellik olarak görürler. Onlar için kadın veya erkek yasak zevklerin aracıdır. Aile için sorumluluklar, çocuk sahibi olmak rahatlarını kaçırır. Evlenmekten kaçınırlar. Evlenseler bile boşanma sık görülür. 'Her arzunu tatmin et, her zevki tat" ilkesini benimserler. Tabi cinsel hazzı engelleyen şeyler onların düşmanıdır.